NEYDİ?
Oğuzlar birçok Türk Devleti’nin ana unsurunu oluşturan; büyük boylar ve budunlar topluluğudur. Belirli bir karakteristik özellikleri yoktur. Farklı coğrafyalarda farklı görünümler kazanmışlardır. Bu, altın sarışınlıktan, esmerin farklı tonlarına kadar çeşitlilik arz etmektedir. Bu açıdan belirli bir tip karakterize edilememiştir. Örneğin; Mustafa Kemal Atatürk’ün soyunun dayandığı Kıpçaklar; sarışın, mavi gözlü bir özellik gösterirken, Oğuzların; Salur ve Kayı boylarının esmer günümüz Türklerine benzer şekilde oldukları tarihi araştırmalardan tetkik edilmektedir.
ORTAÇAĞDA OĞUZLAR
Ortaçağda Türk boylarının en büyük ve en güçlü topluluğu “Oğuzlar” olmuştur. Selçuklu İmparatorluğu ile Osmanlı imparatorluğunun kurucularıdır. VI. yüzyılda KökTürk devletinin dayandığı topluluklar arasında Oğuz boylarının önemli bir yeri vardı. Oğuzlar, yeniden kurulan KökTürk devleti, yani Kutlukların egemenliği altına girmek istemediler. Bu devletle savaşmak suretiyle yönetimini kabul etmek zorunda kaldılar. Bu durum Türklerin “Yörük” diye tabir ettiğimiz yürüyen yapısından; dağ bayır ve yeni coğrafyalar keşfetme arzusundan kaynaklanmaktadır.
Bir süre sonra Doktuz Tatarlarla birleşerek ayaklandılar.
Bu ayaklanmalar devleti zayıf düşürmüştür. Oğuzlar, Göktürk devletinin yıkılmasından sonra Uygurların yönetimi altına girdiler; onlara her yönden destek oldular. Uygurlarla birlikte Basmiller ve Karluklara karşı savaştılar. Fakat, zaman zaman Uygurlara karşı da ayaklandılar.
Uygur devletinin dağılmasından sonra batıya doğru göç ettiler. Seyhun ırmağı boylarına ve Aral gölü ile Hazar gölü arasında kalan ülkelere yerleştiler. En önemli merkezleri kışlık ordugâhları olan Yenikent şehri idi.
YERLEŞİK Mİ GÖÇEBE Mİ
Oğuzların bir bölümü göçebe şekilde hayvancılık ve yaylacılıkla geçimlerini yürütürken, bir bölümü ise, Uygurların yerleştirdiği düzene uyum sağlamış olarak; kasaba ve şehirlerde oturuyor, tarım ve ticaret işleriyle uğraşıyorlardı. Bunların Harezmî ve Maveraünnehir halkı ile ticaret ilişkileri vardı. Oğuzlar, zaman zaman komşu ülkelere akınlar yapıyorlardı. Kendileri için daha elverişli yerler bulunca oralarda kalıyorlar, geri dönmüyorlardı.
Oğuzlar, hiç bir devlete bağlı değillerdi. Kendileri bağımsız bir devlet kurdular. Hükümdarlarına “Yabgu” diyorlardı.
Başkentleri Yenikent şehri idi. Yönetimleri altında Cent ve daha başka şehirler vardı. Oğuzlar, iyi ata binerler ve iyi silah kullanırlardı. Çok savaşçı idiler. Türk boylarından; Peçenekler, Hazarlar, Karluklar ve Kıpçaklarla savaştılar. Oğuzların boy beyleri de birbirleriyle geçinemezlerdi. Aralarında sık sık çarpışmalar olurdu. Boy beylerinin kıskançlıkları ve Kıpçak baskısıyla yurtlarından ayrılarak Tuna boylarına, oradan da Balkanlara indiler. Bunlar, Trakya’ya ve Makedonya’ya akınlar yaptılar. Bugünkü Bulgarların, Oğuzların Kayı boyuna mensup oldukları ortaya çıkarılmaktadır.
İslam dinini benimseyen Oğuzlar, Büyük Selçuklu imparatorluğunu kurdular. İran, Irak ve Suriye’ye yayıldılar. Anadolu’yu alarak burasını kendilerine yurt edindiler. Müslüman Oğuzlara “Türkmen” adı verildi.
NE OLDU?
Oğuzlar, Üçoklar ve Bozoklar olmak üzere iki kola ayrılmıştır. Her kol on iki boydur. Anadolu’da birçok köy kasaba ilçe ve kentlerde Türk nüfusunu oluşturmaktadır. Karadeniz ve Akdeniz yörelerinde halen yayla hayvancılığı sürdürülmektedir.
Üçoklara bağlı boylar,
- Bayındır,
- Beçene,
- Çavuldur,
- Çepni,
- Salur,
- Eymür,
- Ala Yuntlu,
- Yüregir,
- İğdir,
- Bügdüz,
- Yıva,
- Kınık;
Bozoklara bağlı olanlar,
- Kayı,
- Bayat,
- Alka Evli,
- Kara Evli,
- Yazır,
- Dodurga,
- Döger,
- Yaparlu,
- Afşar,
- Begdili,
- Kızık
- Kargın’dır.